STEM’den STEAM’e Doğru
STEM eğitimi gün geçtikçe küresel anlamda yaygınlaşmakta. Bu eğilim aslında 21. Yüzyılda başlamadı. ABD, fen bilimleri eğitiminin önemini 20.YY ortalarından beri vurgulamakta idi. 1960’lı yıllarda Sputnik Şoku’nun (İnsan yapımı ilk uydu olan Sovyetler Birliği’ne ait Sputnik 1’in başarıyla uzaya gönderilmesi birçok ülkede hem büyük bir şok hem de kriz anlamında farkındalık yaratmıştır) ardından ABD hükümeti Fen Bilimleri Eğitimine yönelik büyük bir bütçe ayırmaya başlamıştır. 21. YY ’da yapay zekâ ve büyük veri yönetimi vb. konuların önemi daha iyi anlaşılmış; küresel ısınma, mikroplastiklerin yönetimi vb. birçok çevresel soruna çözüm üretme ihtiyacının ortaya çıkması ile fen bilimleri ve teknoloji alanlarında insan kaynağına duyulan gereksinim fark edilmiştir.
Bu farkındalık, STEM eğitiminin küresel seviyede önem kazanmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, STEM eğitiminin gelecek nesillerin tek başına bir kurtarıcısı olamayacağı, başka bir ifade ile fen bilimleri ve matematik odaklı bir eğitim politikasının toplumsal sorunlara çözüm getiremeyeceği görüşü de benimsenmektedir. Bugüne dek benimsenmiş olan yakınsak düşünme ile küresel sorunlara çözüm bulunamayacağı aşikardır. Çözüm üretmek için sadece bilimsel ve teknik bilgi yeterli olmayacak; bunun yaratıcı ve eleştirel düşünme becerisi ile desteklenmesi gerekecektir. Mantıksal bilgiye sahip olmak yeterli değildir: Olguları eleştirel gözle algılayabilmek ve geleneksel düşünce yöntemlerini aşabilmek için ıraksak düşünme yetisinin gelişmesi gereklidir.
İşte sanat, bu noktada sürece dahil oluyor. Sanatın önemli özelliklerinden biri, çocukların vücutlarını kullanarak kendilerini çeşitli şekillerde ifade etmelerine aracılık etmesidir. Örneğin, resim/kilden obje yapımı, kâğıt katlama, bir enstrüman çalma veya dans bireyin kendini ifade etmesinde vücudun kullanıldığı sanat dalları arasındadır. Beş duyunun kullanılmasıyla (dokunma, tat alma, duyma, görme ve koklama) toplanan bilginin kişinin kendini ifade etmesinde kullanılması özellikle çocukların gelişme döneminde büyük önem taşıyan bir öğrenme tecrübesidir.
O halde, geleneksel STEM uygulamalarına Sanat (Art) bacağını ekleyerek ortaya çıkan, STEAM eğitiminin önemi açıktır. Sanat, geleneksel anlamda STEM’in tersi olarak algılansa da STEM ve Sanatın füzyonu sayesinde insan doğasında var olan ıraksak düşüncenin serbest bırakılması ve böylelikle insanın yaratıcı faaliyetlere açık hale getirilmesi STEAM ile mümkündür.
Kenichi Kubota Ph.D., Emeritus Professor, Kansai University
Kommentare